Ana içeriğe atla

HER ÇOCUK, ANNESİ İÇİN VAZGEÇİLMEZDİR


         

 ÇOCUKLAR NEREDE?

Sokakta, hiç çocuk sesi yoktu;
İn cin top oynuyordu.
“Simitçiiii!” diye bağırdı satıcı
Evlerin balkonlarına baktı,
Bir de elindeki simitlere
Anlaşıldı simit satamayacaktı.
Baloncu amca da balon satmıyordu artık,
Pamuk şekeri satan, çoktan bırakmıştı şeker yapmayı…
Üçü bir araya geldiler,
Gelen geçene sual ettiler,
Arzuhal eylediler.
Kimi tersledi, “Bana ne be adam, git işine, haydi!”
Kimisi kaçıp gitti, öyle ya devir, fitne devriydi.
Alimallah! Başına bir şey gelse ondan bilinirdi.
Bizim üç kafadara kimse cevap vermedi.
Bir sokak başında durdular,
Bir umudu dinler gibi beklediler…  Beklediler…
Yine de çocuk sesi gelmedi.
Yaşlı bir amca gördüler,
Koşup, yanına gittiler.
“Bu halin aslı nedir? Durum nedir?” dediler
Yaşlı amca cevap verdi,
Korkak, ürkek sesi titrerdi,
Çocukların yerini söyledi.
Sevindiler, koşup tarif edilen yere geldiler
Simitçi amca bağırdı, "simitciiii!"
Baloncu bütün balonları şişirdi,
Rengarenk pamuk şekerler arabanın camına dizildi.
Sonra dönüp baktılar, koca koca duvarlar
Çocuklar içeride ağlar!
Çocukların yanına bi yaklaşsalar, çocuklar hemen susar.
“Bütün çocuklar bizi bekler”
Görevli seslendi:
"Hey, siz buraya giremezsiniz!"
Buz gibi bir hava esti,
Gardiyanın tok sesi yükseldi;
"Herkes koğuşlara!
Bu günlük bu kadar mola,
Bütün çocuklar annesinin yanına! "
Simitçi şaşırdı,
Baloncu ağladı,
Şekerci sordu:
"Bu çocuklar ne yaptı,
Kimin damından atladı?
Kime zarar verdiler?
Annesinin olmayan günahını
Çocuklar mı çeker? "

Yorumlar

  1. Ahh çocuklar parkların çimrnkerin denizin çiçeğin tadını almadan büyüyen bahtsiz annenin garip çocukları.

    YanıtlaSil
  2. Yine çok güzel bir yazı...
    .

    YanıtlaSil
  3. Allahım ne annelerin ne çocukların hayallerini imkanlarını yaşamlarını o duvar ile sınırlandırmasın🌸🌸

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir yazı ağzınıza yüreğinize sağlık.. Çocuklar daima en zayıf yanımdır onlar özgür olmalı ve uçsuz bucaksız hayaller kurmalı.. Yeni yazılarınızı merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

NELER ÇEKTİĞİMİ, NEREDEN BİLECEKSİNİZ?

  VİCDANIM NEREDESİN? Siz benim neler çektiğimi, nereden bileceksiniz! Dilindeki bu satırlar yüreğini yakarken, elleri paltosunun cebinde, başı yerde yürüyordu. Hava soğuktu, belki de değildi de O üşüyordu. Elleri terlemiş miydi, yoksa yıkadıktan sonra kurulamamış mıydı? Ama evden çıkmadan yıkamıştı. Uzun zamandır yürüyordu. Çoktan kurumuş olmalıydı. Soğuktu, üşümüyordu, elleri terliyordu. Kimse Onun ne çektiğini bilmiyordu. İhanetin bedeli bu muydu? Yoruldum, çok yoruldum. Siz benim neler çektiğimi, Nereden bileceksiniz Bir şarkı duydu, dilinde dolanan cümleye ait. Sesin geldiği yeri aradı gözleriyle. Kim söylüyordu? Yakında bir yerlerde cafe mi vardı ya da eğlence merkezi? Oradan geliyor olmalıydı ses. Bakındı. Fakat önünde uzayıp giden yol boyunca bir kaç bahçeli ev dışında bina yoktu. " Evlerden birinden geliyor olabilir mi bu ses?" diye düşündü. Geride kalan evin bahçe duvarının önüne geldi, dinledi. Ses seda yoktu. Yürümeye devam etti. Yürürken ses...

GİDENLERİN ARDINDAN

HASRETİN ADI: SEN Mevsimlerden hüzün, Günlerden sensizliğin ertesi, Havada hafif bir çilek kokusu… Bahar sanki sen kokuyor, seni solukluyor. Esen ılık rüzgar senin kokunu getiriyor. Yokluğunda günleri sayıyorum, her bir güne, binlerce hece, hasret yüklüyorum. Sen yokken biraz umut biriktirdim geleceğe dair, biraz da hüzün; koca bir sessizlik… Sen yokken rüzgarlara söz verdim;   kokunu unutmamak için. Esen rüzgarlarla, her nefeste, seni içime çekmek için. Kuşlara söz verdim, bizim şarkımızı birlikte söyleyeceğimiz günü beklemek için. Seninle başladı her şey; hayatı seninle yudumladım, içimdeki kuşlar özgürlüğün tadını seninle yakaladılar. Gece mehtabım oldun yolumu aydınlatan, gündüz güneşim oldun içimi ısıtan. Bir “iz” oldun benliğime, ben nereye gitsem benimle var olan. Şimdi sensizliği solukluyor benliğim, kuşlarımın kanatları kırıldı. Uçmak için çırpınışları nafile, sonuç vermiyor. Gecenin karanlığında, kuşlarımın kanatlarında yıldızları topluyorum birer birer...

Antika İskemleler

Antika İskemleler   ANTİKA İSKEMLELER Hatırlar mısınız? Eskiden, oturduğunuz mahalleye biri gelip adres sorsa, adresi tarif etmek yerine,   kişiyi alır sorduğu adrese kadar götürürdük. Hem herkes birbirini tanır hem gelen yabancı zorluk çekmesin diye uğraşılırdı. Tabi adres sorulduğu anda içilen çaydan, yenilen pastadan mutlaka ikram edilir hatta ısrar edilirdi. Yanımızdan bir ambulans geçse tanımadığımız hasta için dua etmeye başlar, şifalar dilerdik. Günler geçti; dünya ile birlikte bizler de büyüdük. Globalleşen dünya düzeninde birçok değerlerimizi yitirdik. Çok değiştik. Bir firmada genel müdür olarak görev yapan değerli bir girişimcinin” İKNACI”   adlı kitabını baskıya girmeden önce okuma fırsatı yakaladım. Kitapta denk geldiğim bir hikâye ilk bakışta ikna ile alakası yok gibi gözükse de usta bir dokunuşla konunun özüne bağlanmış. Ama ben “Antika İskemleler” hikâyesini okuduğum zaman kaybettiğimiz ve her geçen gün daha çok hasret çektiğimiz değer yargılarımız...